30 Mart 2016 Çarşamba

ZARİF VE İHTİŞAMLI : VİYANA

Bir kentti gezmeye değer bulduran şey nedir biliyor musunuz duygularınızı beslemektir derim. Çünkü farklı bir coğrafyada sezgilerinizi anlayan kentsel bir kurgudan ilham alır keşif tutukusu.Tuhaftır ki bazen kendinizi daha iyi anlyabilmek için en uzağa gitmeniz gerekebilir. Bu durum bana yanlız kalmak isteyen insanları daha iyi anlamamı sağlıyor.
Bazen bulunduğun ortamı terk etmek insana gerçeği bile daha doğru görmesini sağlayabilir En uzağa yaklaştıkça kendinizi daha iyi algılamanızı sağlayabilir. Ben de bu yüzden kendime uzak bir rota seçtim.Ancak seçtiğim rotanın  hakkında çok şey söylenmiş popüler bir yer olmasına özellikle dikkat ettim..Son zamanlarda oldukça rağbet gören bir destinasyon olan Orta Avrupa parkurunu hiç tereddüt etmeden tercih ettim.Ve bu rotanın da en başına tabi ki Viyana'yı koydum
Ancak öyle basit bir seçim olmadı tabi ki bu.Bir defa gideceğim yer zarif ve asil olmalıydı
Değerli gezginler; sizlere bu yazımda Viyana'nın tüm güzelliklerinden bahsetmeye çalışacağım.Şunu baştan ifade etmek istiyorum ki İhtişam ve asaletin sıfatının  çok yakıştığı bir kent olarak Viyana Orta Avrupa  içinde çok farklı bir duruşa sahip seçkin bir kent..Özellikle  mimarisi ön plana çıkan Viyana'da bir kentte aradığınız her şeyi bulmanız mümkün.Şık müzeler ve alışveriş merkezleri ve tarihi binalarla adeta geçmişte bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Kısacası bu  kentte sıkılmanız mümkün değil. Bende bir rehber gözüyle Viyana hakkındaki izlenimlerimi uygulanabilir bir programa dönüştürerek siz seyahat severler adına kaleme alırken büyük keyif aldım.Ve de elimden geldiğince de önem ve popülerlik kıstasına göre kurgu üretmeye çalıştım. Bireysel gezginleri de unutmadım , onlar için de travmay ve yürüyüş parkurlarının bol olduğu bir çok rotadan bahsetmeye çalıştım  Umarım hoşunuza gider.
İşte size bu kenti daha yakından tanımanıza olanak sağlayabilecek bir kaç önemli tiyo ile başlayalım.Ardından da önemli başlıkları teker teker işlemeye çalışalım.
İşte başlıyoruuuz!! İlk durak kent merkezi ; MuseumQuartier!!..

İyi Bir Başlangıç İçin
Eğer kente iyi bir başlangıç yapmak istiyorsanız kuşkusuz bunun için en iyi seçimlerden birisi müzelerden yola çıkmak olmalı.Müzeler konusunda önünüzde oldukça zengin bir seçeneğe sahip olduğunuzu belirtmeliyim.Eğer U-Bahn isimli metro kullanacaksanız MuseumQuartier istasyonunda indiğinizde kendinizi tam olarak müzelerin topluca bulunduğu bir meydanda bulacaksınız.Bu alana MuseumQuartier adı verilmiştir.Dilerseniz bu meydanı biraz yakından tanıyalım
MuseumsQuartier: müze severlerin bayılacağı ve eminim ki kendini kaybedeceği bir yer. Bünyesinde sanatın her çeşidiyle ilgili bir şeyler bulabileceğiniz 11 farklı bina/enstitü/müze mevcut. Ayrıca bahçesinde oturup dinlenmek, bir şeyler içmek için güzel kafeler de var.
Teknoloji/bilim müzeleri hariç çok fazla müze sever biri değilimdir. Burada beni, bahçesinde sağlı sollu konumlandırılmış iki müze etkiledi. Biri heybetiyle, diğeri de sadeliğiyle.
MuseumsQuartier‘in bahçesinde siyah kütlesiyle yükselen Mumok, Orta Avrupa’nın en büyük Modern Sanatlar Müzesidir.
Heeresgeschichtliches Museum: Türkçe adıyla Arsenal Müzesi, 16. ve 20. yüzyıl ile ilgili savaş araç ve gereçlerini barındıran bir müze. Ayrıca müze, Avrupa’daki en büyük Osmanlı savaş malzemesi kolleksiyonu'na da sahip
Bu da aynı bahçenin diğer köşesinde yer alan, Mumok’un aksine beyaz kütlesiyle dikkat çeken Leopold Müzesine mutlaka vakit ayırın.Çünkü müzeler deyince de Leopold Müzesi ön plana çıkanlardan birisi olduğunu özellikle belirtmek istiyorum.
Leopold Müzesi :Müzeler merkezinde bulunan Leopold Müzesi   2001 yılında Rudolf ve Elisabeth Leopold’un, koleksiyonlarını bağışlamasıyla kurulmuş. En önemli özelliği dünyanın en büyük Egon Schiele ve Gustaw Klimt koleksiyonuna sahip olması. Kent, Jugendstil sanat akımının etkisi altında birbirinden görkemli binalarla süslü ancak  Frederik Hundertwasser  bu kente sıradışı çizgiler kazandırmayı başarmış. 
Eğer Vaktiniz varsa ve  Kenti kuşbakışı izlemek isterseniz Prater Park doru adres. Burada,  Avrupa’nın en eski dönme dolaplarından biri var.  İmparator I. Franz Joseph’in tahta çıkışının 50.yılı dolayısıyla yaptırılan dönme dolabın tepesinden şehrin saraylarını ve görkemli yapılarını panoramik olarak izleyebilirsiniz. Viyana’nın biraz dışındaki  Heuriger bölgesi geleneksel Viyana’yı yaşamak isteyenler için ideal. Viyana Kuşatmaları sırasında Türkler ve daha sonra da Napolyon tarafından yıkılmış olan bu yer,  kendi sarabını üreten restoranlarla dolu.Viyana geniş bağlarla çevrili  bir kent olduğunda şarap evleri de bir gelenek halini almış.

Yüreyerek Viyana Gezisi:
Travmayla  kenti panoramik olarak görebilirsiniz fakat keşfetmenin en iyi yolu geziyi yürüyerek sürdürmek.Yürüyüşe başlamak için se en iyi tercih kent merkezinden yola çıkmak olmalı.Ben yine size MuseumQuartier istasyonuna kadar metroyla gelmenizi ve burdan sonraki aşamayı yürüyerek devam ettirmenizi öneriyorum.
 National Historic Museum (Doğa Tarihi Müzesi www.nhm-wien.ac at)  özellikle rengarenk doğal taşlara meraklılarının, maden,jeoloji,doğa tarihi ve arkeoloji bilimleri ile ilgilenenlerin mutlaka ziyaret etmesi gerekli bir adres. 39 adet sergi salonunun herbiri akıl almaz bir emekle donatılmış.Dünyanın en iyi 10 müzesinden biri olarak biliniyor. En değerli eserler 25 bin yaşındaki Willendorf Venüsü heykeli ve imparator Franz Stephan'a karısı Maria Therasa tarafından armağan edilen değerli taşlar demeti. İnanılmaz bir görsellik çok çeşitli , önemli bilgiler ve zenginliklerle dolu bir müze. Hayatınıza renk gelsin, ruhunuz canlansın istiyorsanız uğramadan dönmeyin.
Aziz Stephan Katedrali
Viyana’nın merkezindeki 1365 yılında inşa edilmiş Aziz Stephan Katedrali (Stephansdom, Domkirche St. Stephan zu Wien), Viyana’nın en önemli simgesi. Kentin tam merkezi olan Stephansplatz Meydanı’ndaki katedral Roma Gotik mimariye sahip ve Avusturya Dükü IV. Rudolf tarafından yaptırıldı.

Stephan Katedrali’nin kulesine çıkmak için 7x7x7=373 basamak çıktım. Katedralinin çan kulesinde 1534 yılında bir memur Osmanlı akıncılarının yaklaştığını görüp çan çalarak halka haber vermekle görevlendirilir ve bu memuriyet yüzyıllarca sürer. 1956’da (!) Viyana Belediye Meclisince artık bir Osmanlı tehlikesi kalmadığına karar verilir ve bu görev kaldırılır.




Aziz Stephan Katedrali Viyana’nın en önemli yerlerinden biri. Oldukça kalabalık olması sebebiyle pek rahat gezemeye bilirsiniz, bu yüzden erken saatlerde gitmenizi öneririm. Erken saatlerde giderseniz kuleye tırmanma şansı da bulursunuz. Bu katedralin önü Viyana’nın en ünlü caddesi oluyor ayrıca.
Giovanni Capistrano. Üzerine bastığı kişi ise bir Osmanlı akıncısını temsil ediyor. Giovanni, Avusturyalıları Osmanlı’ya karşı örgütleyen bir azizdir. 
Bu kilisede Türklere ait tek iz elbette bu değil. Kilisenin 21 tonluk çanı “pummerin” de yine başarısız olan II.Viyana kuşatmasında Türklerden ele geçen silah ve topların eritilmesiyle yapılmıştır. Halk arasında Türk çanı olarakta isimlendirilir. Kilisenin kuşatma sırasında, top saldırısı yüzünden çok zarar aldığı da söylenir.
Stephansdom önünde ve opera binası yakınlarında Mozart kıyafetli pek çok kişinin opera biletleri sattığını görebilirsiniz. Merkezi bir yerde olan Nordsee isimli balık restoranında 9 tane Türk çalışıyor, tavsiye ederim – bize çok yardımcı oldular hesap konusunda. Kişi başı 12-15€ civarında tutuyor.
Doğa Tarihi Müzesi
Doğa Tarihi Müzesi (Naturhistorisches Museum) türünün en büyüklerinden ve Avrupa’nın en önemli müzelerinden. 39 salonunda dünya ve yaşamla ilgili binlerce nesne sergileniyor. Değerli madenler, nadir fosiller, dev dinazorlar ve eşsiz tarih öncesi buluntular var. Burgring Caddesi 7 numaradaki müzenin giriş biletleri: tam 10 Avro, yaşlı 8 Avro, öğrenci 5 Avro. 

Viyana Devlet Operası
On dokuzuncu yüzyılın ortasında inşa edilen Devlet Operası (Wiener Staatsoper), sanat dünyasına göre dünya operasının merkezi. Herbert Von Karajan buranın yöneticiliğini yaptığı dönemde operaların kendi dillerinde sergilenmesini başlattı, ondan önce tümü Almanca gösteriliyordu. Viyana’da yapılacak şeylerin başında klasik müzik konserine gitmek geliyor.
Viyana Devlet Operası / Staatsoper


Albertina Müzesi
Albertina Müzesi Avusturya’nin başkenti Viyana’nın önemli sanat müzelerinden biri. 65.000’den fazla çizimin yanı sıra ağaçbaskı, taşbaskı ve gravür gibi tekniklerle yapılmış bir milyondan fazla baskı eseri ve bir o kadar da modern grafik çalışmalardan oluşan koleksiyonu ile dünyanın en geniş ve en önemli grafik eser koleksiyonlarından birine sahip. Albertinaplatz Meydanı’ndaki müzede tam bilet 12 Avro, öğrenci bileti 8.5 Avro.
Albertina Müzesi, Viyana, Avusturya.

Viyana Sanat Tarihi Müzesi
Sanat Tarihi Müzesi (Kunsthistorisches Museum) dekoratif sanatlar ve güzel sanatlar alanlarında dünyada önemli bir yere sahip. Yılda yaklaşık 700.000 kişiniz ziyaret ettiği müzede tam bilet 14 Avro olup 19 yaş altındakilere ücretsiz.

Kunsthistorisches Museum / Viyana Sanat Tarihi Müzesi

St. Peter Kilisesi
Bugünkü yerinde kentin en eski kilisesi Orta Çağ’da inşa edilmiş olan Aziz Peter Kilisesi (Peterskirche), Barok tarzı bir Roma Katolik Kilisesi.

 Aziz Peter Kilisesi, Viyana, Avusturya


Mariahilf Kilisesi
Bu kilise Viyana’nın altıncı bölgesi Mariahilf ile aynı adı taşıyor. 1689 yılında Sebastiano Carlone tarafından inşa edildi, 1715 yılında Franz Janggl tarafından yeniden tasarlandı. Altı tane şapeli olan Mariahilf Kilisesi’nin bugün gördüğümüz fresklerini 1760 yılında Johann Hauzinger ve Franz Xaver yaptı. İçinde 1763 yılından kalma büyük bir organizasyon var.
Mariahilf Kilisesi

Biblioteka Viyana, Prunksaal.


Viyana Sarayları
Viyana saraylarıyla ünlü bir şehir. En ünlü 3 sarayı ise Hofburg Sarayı, Belvedere Sarayı ve Schönbrunn Sarayı. 
Sarayları gezmek için çeşitli bilet tipleri var ve hiç biri ucuz değil. “Gold pass” olarak geçen ve 9 ayrı bölümü içeren en geniş bilet 40€. Biz bu kadar vaktimiz ve enerjimiz olmadığı için sadece 4 bölümü içeren “classic pass” aldık. Bu bilet ise yetişkinler için 16,5€, öğrenciler için ise 15€. 
“Grand tour” dedikleri sarayın içini gezdiğiniz tur kesinlikle mükemmel. Girişte ücretsiz olarak cep telefonu benzeri rehber bir cihaz veriyorlar ve Türkçe desteği var! Türkçe olarak size sarayın tarihini anlatıyor, geçtiğiniz her odanın numarasını tuşlayarak orayla ilgili bilgi alıyorsunuz. Bu tur yaklaşık 1 ile 1,5 saat arası sürüyor. Ne kadar İngilizce bilseniz de, anlatılanı mı dinleyeyim, eserlerime bakayım derken kafanız karışır, bu yüzden Türkçe desteği olması çok güzel
2. Hofburg Sarayı
Hofburg İmparatorluk Sarayı, Avusturya’nın başkenti Viyana’nın en önemli tarihi yapılarından. Bilet sesli rehber dahil 11.5 Avro.

Saray başta Habsburg hanedanlığı olmak üzere Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun birçok yöneticisine ve hanedanına ev sahipliği yaptı. Hofburg Sarayı daha çok kışlık malikane olarak kullanılırken, birazdan bahsedeceğim  Schönbrunn Sarayı yazlık olarak tercih edildi. Sarayda 4.659.852 tane tarihi eser var.

Hofburg Sarayı
Ünlü Fransız Kraliçesi Marie Antoinette, Hofburg Sarayı’nda dünyaya geldi. 1654 yılında yapılan saray, mutlaka gezilmesi gereken bir yer.
Schönbrunn Sarayı (Schloss Schönbrunn)
Hofburg (İmparatorluk Sarayı/Cumhurbaşkanlık Köşkü): 1918'e kadar Habsburg Hanedanlığına ait bir saray olan Hofburg bugünlerde büyük bir müze haline getirilmiştir.
Viyana'nın Versailles'i" da denilen köşkte 1400'den fazla oda ve birçok büyük bahçe bulunmaktadır. Hofburg'daki görkemli apartmanlara tur yapmaktansa, şehrin batısındaki bu muhteşem sarayı mutlaka görmenizi tavsiye ederiz. Özellikle odalardaki dekor görülmeye değer .İçerde aynı zamanda "Coach and Carriage Museum" adında bir müze var. Bu saraya ait parkta piknik yapmayı sakın unutmayın.
Avusturya’nın en önemli kültürel eserlerinin bulunduğu saray olup ülkenin en çok ziyaret edilen yeri. Avrupa’nın en güzel saraylarından biri olan Schönbrunn Sarayı’nı gezmek için satılan biletler, görmek istediğiniz kadarına göre 8.5 – 18 Avro arasında değişiyor.

Schönbrunn Sarayı, Viyana, Avusturya.
On yedinci yüzyılda İmparator I. Leopold, Barok mimar Bernhard Fischer von Erlach’ı kraliyet ailesi için görkemli bir av köşkü inşa etmekle görevlendirir. 1683’deki II. Viyana Kuşatması’nda, çevredeki binaların yok edildikleri söylenir. Bina ve bahçesinin yapımı 1744-1749 yılları arasında imparatoriçe Maria Theresa tarafından tamamlanır. İmparator I. Karl, 1918’de tahtı bıraktığını bildiren ve Habsburg Hanedanı hakimiyetine son veren anlaşmayı burada imzalar. Bugün hem kültürel hem de politik açıdan Avusturya’nın en önemli mekanı.

Belvedere Sarayı: 

Bahçeleriyle ve sanat gelerileriyle Viyana'nın en çekici yerlerinden biri.Sisi (nam-ı diyar Avusturya İmparatoriçesi Elisabeth)’in yazlık evi: Belvedere Sarayı

Alışveriş:
Gel gelelim boş zamanınızda iyi vakit geçirmenizi sağlayacak eğlence merkezlerine.Bu konuda da Viyanada çok şanslısınız.Eğer sevdiklerinize Viyana'dan hediyelik eşya almak isterseniz Kartner caddesi ünlü markalara ait mağazaları bulabileceğiniz şık bir alışveriş mekanı. Hediyelik eşyalar satın almak istiyorsanız tam yerindesiniz. Ne almalıyım diye düşünmeyin. Mozart çikolataları, porselenler, seramik ürünler, el yapımı bebekler, kristaller sizi bekliyor. Ayrıca alışverişle ilgili pazar yerinde bir tad arıyorsanız merkeze yakın denilebilecek bir konumda bulunan Naschmarkt, sebze meyve satıcıları, şarküteriler, balıkçılar, kafeler ve lokantaların bulunduğu tarihi bir pazar yeri. Bölgedeki esnafın neredeyse tamamını Türkler oluşturuyor. Dolayısıyla anadilinizde sohbet ederek alışveriş etmek istiyorsanız da Naschmarkt’a  gitmelisiniz. Cumartesi günleri bölgedeki otoparkta bir de bit pazarı kuruluyor.Son bir ekleme olarak Pazar alışverişlerini seviyorsanız ;Neubaugasse boyunca kurulan pazar tıklım tıklım dolu. Aklınıza gelebilecek her şeyi bu açık hava pazarında bulabilmek mümkün. Bu tür pazarlar ve özellikle ikinci el pazarları tam bir cazibe merkezi gibi. İnsanın her şeyi alası geliyor.
Şimdi de gelilim meşhur sokaklara .Ben genellikle daha iyi anlaşılması için Avrupadaki caddeleri Kızılay ve İstiklal caddesiyle kıyaslıyorum.Bu yüzden de Viyana’nın İstiklal Caddesi denebilecek Singer Strasse’de aynı zamanda otel de olan DoCo binasının altıncı katındaki Onyx Bar lüks ve şaşa sevenler için doğru adres olduğunu belirtmeden geçmek istemiyorum. Dansetmekten hala yorulmadıysanız gecenin devamı için önerim The Passage. Yeraltına inen merdivenleri sizi korkutmasın,  kentin en şık ve en eğlenceli kulüplerinden birindesiniz. Geceyi leziz bir HotDog ile bitirmezseniz gerçek bir Viyana eğlencesi yaşamış sayılmazsınız. Albertinaplatz’ın köşesindeki büfe sabah 04:00’e kadar açık.
-El işi Viyana porselenleri ile ilgili olarak da bir ekleme yapmak istiyorum Augarten Parkı'nın merkezindeki beyaz sarayda üretilen porselenleri görmelisiniz.(www.kultur.park.augarten.org) Burada 1923 yılından bu yana üretilmekte olan porselenlerin yapımını izleyebilir,satın alabilir ve hemen yanındaki kafede  menü şeklinde sunulan öğle yemeğinizi yiyebilirsiniz.Porselen eşya sevenler için  farklı,değişik bir tur.  
Restorantlar ve Kafeler:
Viyana'da kafeleri hem gezmek hem de harika tatlar için mutlaka ziyaret edin.Benim en sevdiğim ,kafe Demel (Kohlmarkt 14), Kocaman mutfağı herkesin görebileceği bir yere konumlandırılmış,camekanın ardında hamura şekil verirken adeta bir sanatçı edası ile çalışanları izlemek çok keyifli. Anna turtası ve cafe melange harika bir ikili. Kafe Savoy, Sacher ve Landtmann de soluklanmak için ideal.Viyana'da bana göre en iyi yemek şinitzel. Bunun en iyi adresi Figimüller Lokantası.Tabağın tamamını kaplayan kocaman şinitzelleri var. Tavuk veya hindi şinitzel yanında patates salatası ve ev yapımı şarap iyi bir tercih oluyor. Yöresel lezzetler için bir diğer öneri Salm Brau isimli restaurant Tipik Avusturya ambiansında, fiyat kalite dengesi gayet tutarlı , mutlaka görülmesi ve denenmesi gereken bir yer
Vaktin Olursa Yapmalısın/Denemelisin:
Viyana'da  operaya gitmeden dönmek olmaz. Staatsoper veya Volksoper ( halk operası, turistlerin değil genellikle yerleşik halkın tercih ettiği kesinlikle görülmeye değer bir mekan) bunun için en iyi tercihler İşinizi şansa bırakmayın seyahatinizi planlarken internetten www.culturall.com adresini ziyaret edip bulunacağınız tarihlerdeki programlara göz atın  çok uygun fiyatlı biletleri görünce şaşıracaksınız. Belirttiğim adresten yaklaşık 200 euroluk bir  bileti 5-10 euro civarında satın alabilirsiniz.Klasik müzik veya opera sevin sevmeyin orada o atmosferde olmak Viyana'da halktan biri gibi yaşıyor olmak adına yapılacakların en başında bence.

Bir Viyanada unutulan bir bölge Spittlberg'i görmeden dönmek kayıp diyorum.18.yüzyılda bölge barakalarla,batakhanelerle doluymuş 19.yüzyılda bunların hepsi kapatılmış ve zaman içinde bölge bir harabeye dönüşmüş 1970'lı yıllarda bölge yeniden yapılandırılmış. Şimdilerde sanat galerileri, el sanatları dükkanları ve tezgahları ve keyifli barlarla dolu.  Farklı bir tını var burada sanki Viyana'nın tüm ihtişamına sırtını dönmüş farklı bir alem. Kurtarılmış bu bölgeyi gezerken etraftaki sevimli evler sanki  bir şeyler fısıldamak ister gibi sizi kucaklıyor. 
Hundertwasserhaus Viyana'da ilginç bir yerleşke. İlk görüldüğünde lego evleri anımsatıyor.Avusturyalı sanatçı Friedensreich Hundertwasser tarafından tasarlandığını öğrendiğimiz bina yeşillikler içerisindeki çatısı rengarenk cephesi ile görülmeye değer.Bu binada yaklaşık 50 daire var özel konut olduğu için içeriye giremiyorsunuz ancak zemin kattaki resim,heykel, hediyelik bir sürü eşya satan dükkanları görülebiliyor.1 nolu tramvay tam önünden geçiyor.
•      Grinzing Viyana'da tramway ile ulaşabileceğiniz saklı bir köşe. Önceden üzüm bağları ile dolu bu sevimli bölge şimdilerde harika kafeler ve bizdeki meyhane kültürünü anımsatan lokantalar ile dolu. 38 numaralı tramvay ile yaklaşık 20 dakikada ulaşabilirsiniz.Benim için son  akşam yemeği için tercihi  Zum Martin Sepp oldu. Temiz,butik,özenli ve sevimli bir mekan. Gulaş, biftek ve apple strudel harika.
  Sadece lezzet olarak değil  tasarım, inclik, zerafet  ve ihtişam .. Ve  daha saymakla bitmeyecek birçok güzelliğin buluştuğu bir şehir Viyana! Ben 4 günlük bir programa bu kadarını sığdırabildim.Ama size tavsiyem burada bir haftalık bir tatil yapmanız .O zaman söylemek istediklerimi daha iyi anlayacaksınız.
Vakti ayırığınız için teşekkür ederim.Bir sonraki gezide görüşmek üzere sağlıcakla kalın
Yazı:Profesyonel Turist Rehberi Cengiz ÖZTÜRK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder